Arşiv

İstatistik

Kısa Keselim Oyun Havası Olsun...

Öncelikle Eskişehirspor galibiyetiyle birlikte ne takımdaki tüm sorunların silindiğini, ne de katlanıp devam edeceğini söylemek zor. Son 20-30 yılın en kötü lig başlangıcını yapmışsınız, Avrupa'da yoksunuz, oyuncular arasındaki takımdaşlık olgusu ve oyuncuların hocaya olan güveni zedelenmiş... 

Şu ortamda takımdan güzel futbol beklemek yanlış olur. Rijkaard'ın eline bu sezon eksik malzeme verildi ve kendisinden bu malzemenin üstünden şeyler yapması beklendi. Hatırlayalım geçtiğimiz sezonu... Keita, Kewell, Arda, Baros, Elano + yerli oyuncuların form durumu, geçtiğimiz sezon alınan kötü sonuçlar ve Rijkaard gibi dünyaca ünlü bir ismin kulübede oturması... Bütün bunlar takımın Türkiye ve Avrupa'da sezona adeta fırtına gibi başlamasına neden olmuştu.

Peki şimdi düşündüğümüzde bir kulüp 2 sezonda akla kara misali değişmiş olabilir mi? Ya da bu neyin göstergesidir. Bunun adı ''Stratejisizlik''tir. Yönetimden başlayan bu sorun, geçtiğimiz sezon Mart ayından itibaren büyüyerek ve etkisini arttırarak kulübün içine doğru yayılmaya başladı. Emin olun ki şu durumda bile ''Halâ zamanımız var. Galatasaray için en iyisini alacağız'' demeye cesaret eden yöneticilerimiz var. Yahu sen Avrupa'da yoksun, ligde kötü denebilecek bir başlangıç yapmışsın şu saatten sonra alacağın oyuncuyla anca taraftarla alay etmiş olursun.Olaya kötü yönünden baktığımızda bunları söylemek zor değil, hatta daha ağırları söylemek mümkün fakat çare, çözüm bulmadıktan sonra onun da bir anlamı kalmıyor malesef.

Adnan Polat bir sonraki kongrede gene ''Riva, Türk Telekom, Şirket'' diyecek belki de bizler gene ''Aaa, bravo yaa'' diyeceğiz ama artık bu taraftar bazı gerçekleri görmeye başladı. Misal Türk futbolcularla, yabancı futbolcular arasındaki anlam veremediğim sorunlar. Aslında sorun da demek istemiyorum fakat adını bulamadığım için sorun olarak geçiştirmek istiyorum. Geçtiğimiz hafta Galatasaray Bursaspor ile oynadı. Eski Trabzonsporlu Hüseyin, şu an Galatasaray'da oynayan oyuncular arasında kimsenin aldığı paradan, oynadığı futboldan şikayet etmediği Kewell'a küfürler yağdırıyor, saldırıyor fakat Galatasaraylı futbolcular özellikle yerliler çıkıpta ''Şşşt.. Noluyo birader'' diyemiyor. Çünkü kendine güveni yok ki nasıl başkasını savunsun. Biliyor ki, rakip takım oyuncusu kendisinden daha güçlü, futbola daha aç...

Takımın kötü gidişini Rijkaard'a bağlamak da doğru değil. Sonuçta o tek başına gelmedi buraya. Yanında yardımcı antrenörü ve kondisyonerleriyle birlikte geldi. Eğer suçlayacaksanız tüm teknik kadrodan söz edin ya da Rijkaard'ı rahat bırakın. Bu adam elindeki kadrodaki o kadar sakat, o kadar formsuz oyuncuya rağmen belirli bir felsefe oturtmaya çalışıyor. En azından bunu deniyor, o da biliyor ki tutmayacak ama şu anda yapabileceği tek şey bu. Adam kalkıp da Neeskens ile beraber oynayacak değil. İşin taktik/teknik varyasyonlarını oyunculara aktramak dışında başka bir görevi de yok, olmamalı da zaten.

Türk oyuncular ile yabancılar arasındaki uyumsuzluk için Adnan Polat'ın güvendiği isim Abdurrahim Albayrak yani; Apo Abi... Taraftarlığıyla, sempatik Ercan kişiliyle gönüllere taht kurmuş bir abimizdir. Galatasaraylılığını gönülden yaşayan ender kişilerdendir. Takıma profesyonel futbolda adını koyamayacağımız ''Ağabey'' rolüyle gelmesi planlanıyor. Ben de diyorum ki. Türk futbolunun lokomotifi, milyonlara mâl olmuş, koskoca Galatasaray Futbol Takımı başarısızlıktan sıyrılmak adına illa ki bir ''Ağabey''e ihtiyaç duyacak kadar küçülemez, küçülmemeli... Galatasaray'ı bu kadar sefilleştirecek bir hamle olmamalıdır. Avrupa'da örneği var bunun elbette. Fakat Türkiye'de olmaz... Rijkaard'a bu olayı nasıl açıklayacaksınız? Bir kere hiçbir teknik adam takımını tanımadığı etmediği birine teslim etmek istemez. Bu ''Modern Futbol''a uzak ülkelerde yaşanacak bir durumdur. Bir kere sorunları yazdık mı sonu gelmeyecek gibi hissediyorum. Neyse kısa kesilim oyun havası olsun...

Category: 0 yorum

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazı hakkında herhangi bir görüş belirtmek isterseniz aşağıdaki bölümü kullanabilirsiniz. Unutmayın ki, yazılan her şey yazar tarafından okunup dikkate alınacaktır.

İzleyiciler