Açıkçası Hiddink'in A Milli Takım'ın başına getirildiğini duyunca ilk tepkim, ülke milli takımının en azından marketing ve PR bakımından çok büyük bir iş yaptığı yönündeydi. Zira objektif bir bakış açısıyla ele alırsak, Hiddink'in dünyada en başarılı/kariyerli ilk 10 teknik adamdan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.. Fakat, Hiddink'i getirirken, yeni bir dönemin açıldığını beyan eden Özgener ve ekibinin kendisiyle çeliştiği bir nokta vardı. Fatih Terim döneminden kalan Oğuz Çetin..Oğuz Çetin'i Hiddink'in özellikle istediği bir kaç defa yayın organlarınca dile getirildi, fakat Oğuz Çetin'in geçmişine baktığımızda oyunculuk hayatıyla pek de uyuşmayan (ya da farketmediğimiz) bir görüntü ortaya çıkıyor; Denizli, Lorant, Terim'in arkasındaki 2.adam olup, beraber çalıştığı arkadaşları görevden alınınca yapması gerekeni yapmayan adam.. Oğuz Çetin'in etkisi takımda görülmeye başlamıştı, aslında F.Terim'in gölgesinin takımdan kalkmadığını söylersek daha doğru olur..
Hiddink'in TFF ile anlaşma tarihini 15 Mart 2010 olarak düşmek gerek. Honduras maçı ve ardından gelen Amerika kampı.. Yaklaşık 4.5- 5 ay gibi bir süredir takımın başında olan Hiddink, 10 Ağustos'ta yapılacak Romanya maçı kadrosunu açıkladı.. Kadroyu tekrardan hatırlamak gerekirse;Kaleciler: Volkan Demirel, Hakan Arıkan, Onur Recep Kıvrak
Savunma: G.Gönül, Sabri Sarıoğlu, Gökhan Zan, Servet Çetin, Hakan Balta, İbrahim Kaş, İsmail Köybaşı
Orta Saha: Aurelio, Selçuk Şahin, Emre Belözoğlu, Kazım Kazım, Nuri Şahin, Hamit Altıntop, Arda Turan, Ozan İpek
Forvet: Mevlüt, Halil Altıntop, Tuncay Şanlı, Sercan Yıldırım, Nihat Kahveci
Bu aday kadronun, neredeyse gönderilmesi için milli seferberlik ilan edilen F.Terim'in herhangi bir maçtaki aday kadrosundan hiç bir farkı yok(F.Terim'in gitmesi gerektiğini söyleyenlerden biriydim). F.Terim'in gönderilmek istenmesindeki en önemli faktör, kişisel sorunları olan başarılı oyuncuları takım kadrosuna almamasıydı.. Aynı tablo burada da karşımıza çıkmakta, bütün bir yaz kampını sakat geçiren G.Gönül, G. Zan, milli takımda ve Fenerbahçe'de ne yaptığını anlayan herhangi bir kimsenin olmadığı Kazım Kazım, İbrahim Kaş gibi milli takım için vasıfsız olduğu herkesin malumu olan bu oyuncular, hazırlık maçı kadrosuna alınıyor. Burada şu sorun ortaya çıkıyor, madem eski oyuncularla, eski sistemle, eski oyuncu seçme yöntemleriyle, daha da açık söyleyeyim, Oğuz Çetin'in halen orada olduğu ve kadroyu seçtiği bir milli takımımız var, o zaman Fatih Terim'in ne günahı vardı?
3 yorum:
Oğuz Hoca'nın takım içersindeki konumu hakkında görüşün hariç, haklısın. Milli Takım bazından baktığımızda bu tür olaylar bir teknik direktörün gelişiyle son bulur. Hiddink, tahmin etmiyorum ki kendisinden önce sorunları olan oyuncuları listeleyip ''Bir daha kadroya almam'' desin. Ya da Oğuz Hoca'nın bu durumla doğrudan bir ilişkisi olsun.
İbrahim Kaş ve Kazım için de net olarak haklısın diyemem ancak, sana katılmıyor da değilim. İ. Kaş son 3 sezondur ''Avrupa görmüş futbolcu'' statüsünden milli takıma çağrılıyor. Kazım, özellikle son 2 yıldır istikrarsızlığın zirvesini yaptı. Bu şartlarda bu isimlerin yerine daha formda ya da gelecek vaad eden oyuncuların çağrılması mantıklı gibi duruyor. En azından hazırlık maçı olmasıyla Hiddink'in oyuncular hakkında net karar vermek adına önemli olduğunun da altını çizelim.
Bu oyuncular her daim milli takım forması giymek gibi bir sözleşme ya da protokol yapmadılar ve performanslar iyi olmadığı sürece bu kadroya giremezler. Şahsi görüşüm, şu kadrodan en az 4 oyuncunun 2012 avrupa şam. elemeleri adına elenebileceğini. Umuyorum ki, sezon ilerledikçe kadro ve sistem düzenli ve oturmuş bir şekilde ivme kaydedecek.
açıkçası ben oğuz çetin hakkında şunu düşünüyordum, eğer seninle birlikte çalışan tüm ekip birden istifa ediyorsan, senin de en azından istifanı vermen gerekir.. sonrasında eğer hiddink isterse tekrar göreve gelirsin, ki ersun yanal gibi bir direktör de orada var, ayrıca zaten vatandaji rijkaard da bu ülkede..
Hiddink, Oğuz Hoca'nın kalması hakkında bir görüş bildirmiştir zaten ki, teknik ekip değil fatih terim istifa etti. onun her daim müdavinliğini yapan müfit erkasapta istifa edince tüm ekipten bunu beklemek yanlış olur.
Ersun Yanal, işin altyapısıyla ilgileniyor. U-21, U-19, U-18, U-17 ... seviyelerindeki A Takım seviyesindeli oyuncuları gözlemlemek adına göreve getirildi.
Bu konuyu ''Oğuz Çetin kaldı kadroyu kendi şekillendiriyor'' tarzında yorumlamak biraz abesle iştigal kaçıyor. Sonuçta Euro 2008'de yarı final oynayan takımda da o vardı.
Bunun yanında o jenerasyonu bozmak da ne kadar doğru, ne kadar yanlış tartışılır. Türkiye böyle bir jenerasyonu 5-10 yılda bir yakalıyor ve bunu korumak yerine bozmak kadronun bütünlüğüne ve istikrarı bozacaktır. İleriki yıllarda A Takım seviyesinde oynayacak, Avrupa ve Dünya seviyesinde sorumluluk alabilecek gençler çıktığı sürece bir restorasyon olacaktır.
Yorum Gönder
Yazı hakkında herhangi bir görüş belirtmek isterseniz aşağıdaki bölümü kullanabilirsiniz. Unutmayın ki, yazılan her şey yazar tarafından okunup dikkate alınacaktır.