"Bir insanın oynadığı futbol az-çok karakterinden izler taşır." derdi bir arkadaşım.
Mesela Taffarel'in futbolu; ortamın en neşeli, şen şakrak adamının, ciddi bir meselede, şaşırtıcı bir şekilde olgun laflar etmesine benzer. Kaptan'ın futbolu, mahallenin en cesur abisinin karşı mahalleyle kavgaya en önde gitmesine benzer, Suat'ınki sabahın altısında işe kalkan bir emekçinin yorulmaz ifadesine... Hakan Şükür sınıfın duygusal, ağlak ama çalışkan çocuğu gibidir, kafası rahat olduğu sürece yüz üzerinden doksan dokuz başarısızlıktır onun için...
Hasan Şaş'ın futbolu kavga etmeye benzer. Arda'nınki aşka...
Hagi'nin futbolu... şiire benzer. Bir şairin şiirine... En sıradan, her gün alelade şeylermiş gibi kullandığımız kelimeler, o şairlerin kaleminde, edebi bir büyüyle şiir oluverir ve siz şiirin o büyülü haşmetinin karşısında, sadece "vay anasını!" diyebilirsiniz.
Hagi mürekkebi ter olan kalemiyle, en güzel aşk ve kavga şiirlerini, en estetik şekliyle gönlümüze nakşetti ve gitti. O'ndan bize geriye kalan videolarda hatırlanan golleri karşısında "vay anasını!" nidası... bir de her sevdadan geriye kalan tabii ki...
"Mağlubiyete ağlamayan, futbolcu olamaz."
Vay anasını..!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Onun futbolu oynama stilini Dünya'da başka bir oyuncuda göremezsiniz. Daha on sene önce futbolun günümüz mottosunu çözmüş adamdır Hagi. ''Göt oturur, kafa çalışır''... İşin özü budur, en basit şekliyle.''Bir tane daha Hagi gelecek ister misin deseler'' Geçmişinin zedelenmesini istemediğimden onu da istemem.Büyüksün Hagi...
harika
çok güzel bir yazı olmuş..
"göt oturur, kafa çalışır.."
Yorum Gönder
Yazı hakkında herhangi bir görüş belirtmek isterseniz aşağıdaki bölümü kullanabilirsiniz. Unutmayın ki, yazılan her şey yazar tarafından okunup dikkate alınacaktır.